8 Nisan 2009 Çarşamba

ASKERİ ÖĞRENCİNİN AĞIDI

Derler ki, daha 1900'lü yıllara girerken Adana'da eski adıyla bir Gedikli (Astsubay) okulu vardı. O sıralarda Yumurtalık ilçesinin Zeytinbeli kasabasında sekizi kız, biri erkek dokuz çocuklu bir Avşar kadının biricik oğlu da bu okulda okumaktadır.


Yine o yıllar Çukurova'da sıtma hastalığı oldukça yaygındır.Avşar kadının oğlu okulda bu hastalığa yakalanır.Şimdiki gibi kinin ,ilaç doktor olmadığından halktan da çok sayıda insan bu hastalık yüzünden ölür.Çocuğunun sıtma hastalığına yakalandığını öğrenen ana hemen hazırlanır, o sıralar Adana'ya at arabasıyla yolcu getirip götüren köylüsüne ricada bulunur. "Kurbanın olam beni çocuğuma yetiştir." Diye yalvarırsa da arabacı "benim işlerim var,pamuğum var" diye gitmek istemez..


Kadın çaresiz papuçlarını eline alarak yola düşer.Adana'ya oğlunun okuluna varınca , daha kapıdan girer girmez ., siz sağ olun, oğlunuz öldü" derler .. Ve Avşar kadını oğluna böyle ağlar:


Söyleyen : Anası Fatma Kadın
Adana'ya vardımı dı
Var oğlumun koğuşları
Acep bana gösterir mi?
Başındaki çavuşları
Hoş geldin hacı dayısı
Biz olduk başı gayısı
Kızlarıma kıran girsin
Oğlum hepsinin iyisi
Kurban olam Cennet bacı
Vurdum başıma başıma
Beni kuzuma salarsan
Kurban olurum eşine
Adana'ya vardımı dı
Trampetler tatlı öter
Küçükcükken asker ettim
Kuzum koğuşunda yatar
Tarlalarda ot yolarım
Ayak yalın,başım kavak
Allah sabrımı versin
Uzun gece olmaz sabah
Gadan'allım Müzeyyen Gelin
Görümceni verme ele
Dam dolusu selam salmış

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder