8 Nisan 2009 Çarşamba

MERCİMEK HARASI VE TARİHİ

Bu işletme 1898 yılında II.Abdulhamit emri ile ANAVARZA ÇİFLİKATI HÜMAYUNU ASKERİSİ adı altında kurulmuştur .Anavarza ve civarındaki Ceyhan nehrinin devamlı yatak değiştirdiği sazlık ve kamışlık arazi II.Abdulhamit'in iradesiyle çiftlik namına tapuya kayıt edilmiştir. Daha sonra Handeresi ,Sarıçam dolayları, Yılankale ve havalisi ,Adalı ve Bebeli arazilerinin de katılmasıyla tapu kayıtlarına göre 880 000 dönüm araziye sahip bir işletme kurulmuştu. Bu işletmenin arazi haritası incelendiğinde 1 104 660 dekarı bulmaktadır...

Bu çiftlik kurulduğu sıralarda Saimbeyli (Haçin) ermeni bölgesiydi. Kozan'da da Ermeniler Türklerden fazlaydı. Haçin ve Kozan Ermenilerinin Ceyhan ve Misis ovasına inmeye başlaması karşısında bu çiftlik bir sivil askeri üst olarak ermeni ilerleyişini durduracaktı...

Bazıları tarafından kızıl sultan olarak adlandırılan Abdulhamit Han'ın Türkçü tavrını bu uygulamasıyla da bir kez daha görüyoruz....

Bu işletmenin sahip olduğu arazi 1898 yılına kadar göçer aşiretlerinin ve civar köylerin merası olarak kullanılmakta idi. Bu yıldan sonra kuruluş amacına uygun olarak ordunun ihtiyaç duyduğu atların yetiştirilmesi konusunda çalışmaya başlanması için çiftliğe iyi eğitilmiş iki tabur asker verildi. Tamamen sivil olan askerlerin başındaki sivil subaylarda tecrübeli ve iyi tarımcı insanlardı.

1889 yılından önce bu ovaya ilk iskan teşebbüsü 1846-1847 yılları arsında birkaç yüz çadırlık Bozdoğan aşiretinin yerleşmesi ile başlamıştı. Daha sonra 1853-1856 Kırım Savaşı'ndan sonra bölgeye Kırım Bölgesinden , Türkistan'dan ve Kafkaslar'dan Müslüman muhacirler buralara gelerek şimdiki Ceyhan'ın bulunduğu yerde Yarsuat Kasabasını kurdular.
Bir kısım Kafkas ve Kırım muhaciri ise Mercimek ve Mangıt yörelerine yerleştiler. İşte bu muhteşem büyüklükteki çiftliğin kurulduğu yerlerde kuruluş tarihine kadar göçebe Yörükler ve Kırım ile Kafkas muhacirleri yaşıyordu.

Çiftlik kurulduktan sonra burada yaşayan vatandaşlardan vergilerini tahsil etmek için Anavarza Kalesi surları içerisinde askeri garnizon kuruldu. Bu gelişmelerden sonra Sultan çiftliği Harası'nın ve çevredeki vatandaşların damızlık aygır ihtiyacını karşılamak için aygır çiftliği kuruldu.
1895 yılında bugünkü hara merkezine idari merkez yapıldı ve Anavarza surları içerisindeki garnizon da buraya taşındı. Çiftliğin ihtiyaçları ise başta sazlık ve kamış satışları olmak üzere yayla icarları,fırın,bakkaliye, çırçır fabrikası geliri ve kahvehane işletmeciliğidir.

Haranın işletmesi bu şekilde meşrutiyete kadar devam etti. Meşrutiyetle birlikte bu harada diğer emsalleri gibi lağv edilerek çiftlikteki hayvanlar satıldı. Çiftlik bu durumu ile her yıl büyük zararlar açıyordu. Hara nihayet 1913 yılında 75 yıllığına Fransızlara kiraya verildi. Fransız Şirketi daha yerleşmeden İttihat ve Terakki haranın gerçek kuruluş amacını hatırladıkları için Fransızların yerleşmesini önlemek için çevredeki köyleri ayarlayarak onları Fransızlara karşı ayaklandırdı ve Fransızları buralara yerleştirmedi.

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Adana yöresini işgal eden Fransızlar tekrar haraya yerleşmek istedilerse de Kuvay-ı Milliye çetelerinin ani baskınları karşısında bunu başaramadılar.

Bu aradaki boşluklardan istifade eden civar köylüler hara arazisini üzerinde ekip biçmeye devam ediyorlardı. 1927 yılında Anavarza'da mevcut kışla ve depolar 5000 lira gibi cüzi bir meblağ mukabilinde hazinece satılmıştır.

Ziraat Vekaleti (Bakanlığı) ıslah müesseselerinin yeniden kurmaya başladığı zaman Çukurova'nın hayvan yetiştirmeye müsait durumu nazarı dikkate almış ,Vekalet Müsteşarı İhsan Abidin Bey'in teşviki ile 1927 senesinde Vekiller Heyeti kararı ile bu geniş saha hara tesisi maksadı ile Ziraat Vekaletine devredilerek 1929 yılı sonunda çiftlik binalarında Mercimek Aygır Deposu tesis edilmiş ve Atatürk'ün hediye ettiği 2 aygırla depo faaliyete başlamıştır.

Vekiller heyeti kararı ile devredilen arazi, eski Çukurova Askeri Çiftliği'nin bütün hudutlarını kapsıyordu. Ovada ziraatın ilerlemesi ,nüfusun artması ve köylerin çoğalarak büyümesi ile arazi ihtiyaçları artmış , ihtiyaç sahibi köylülerin şikayetleri üzerine , hara için 80 000 dönüm arazinin kafi olduğu karar kılınarak fazla arazilerin komisyon kurularak köylülere dağıtılması kararlaştırılmıştır.(1930) Bunun gibi sebeplerle (idarenin arazisini ekip biçememesi, sınır tecavüzleri ,topraksız köylüye toprak dağıtımı,hazine avukatlarının umursamazlığı sonucu mahkeme kararları..) haranın arazi varlığı 37 000 dönüme dönüştürülmüştür.

1983 yılında Devlet Üretme Çiftlikleri ile hara ve inek hanelerin birleşmesi sonucu TİGEM 'e bağlı ÇUKUROVA T.İ.M. (Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ) adı altında tarımın ihtiyaç duyduğu tohumluk ve damızlık üretimine başlanmıştır. TİGEM 1994 YILI sonuna kadar Kamı İktisadi Kuruluşu statüsünde iken bu tarihte çıkarılan 4046 sayılı özelleştirme kanun ile Kamu İktisadi Teşebbüsü ( K.İ.T ) haline getirilmiştir...

1 yorum:

  1. O çiftlik ta başından beri Avşarlar'ın kışlak yurduydu.Avşarlar; Pınarbaşı, Sarız, Tomarza taraflarına iskan olunca orası boşaldı.Sonra Abdülhamid-Sani (2. Abdülhamid) adına geçti.O da Fransızlar'ın oraya gelmesi sonra göçmenlere, Ermeni oyunları falan. Damızlık hayvan yetiştirme- hara falan Cumhuriyet döneminde oldu.Şahmaran kalesi (Yılan Kalesi)ne top falan yerleştirme de neyin nesi? Zaten memleket elden gitmiş, Fransızlar orada... Hacın (Saimbeyli) Ermenileri Kozan'a yerleştirmek de neyin nesi? Koca imparatorluk parçalanmış. Osmanlı tarihinde en çok toprak kaybı Abdülhamid döneminde, hem de hiç savaş yapmadan!.. İsrail'in bulunduğu yer de Abdülhamid üzerine kayıtlıydı. Yani sözün özeti: Osmanlı Devleti'nin dini-imanı zayıf olduğu için yıkılmadı,orası tamam. Askerlerinin korkak olduğu da söylenemez. Mesele ne: Bilim ve fenni ihmal ediş. Bunun nedeni de müsbet bilim adamı yetiştirilmemesi. Oradan da günah okullara yani medreselere gelmekte... Tarih öykü değil, vesikalı anlatımlardır.
    Zaten yüzyıllardan beri Ceyhan nehrinin sağ tarafında Avşarlar, sol yanında Ceritler, Kadirli yöresi Bozdağanlar, Kozanaltında İmamoğullar. Kadirli (kars) yöresi Bozdoğanlar, Tecirliler Düziçi, Fettahlılar Düziçi-Bahçe vs.(Bu konunun anlatımı'yetersiz de olsa' Cevdet Paşa'nın Ma'ruzat'ında ve tezakir'in de var.)
    NOT: Osmanlı ordusuna gerekli atları bu Çukurova Türkmenleri yetiştirirdi. Çünkü bu atlar hem dağlık hem de düzlük arazilere göre uygundu.Yazın Kozan yaylalarında, kışın Çukurova'nın payansız (sonsuz) düzlüklerinde yetiştirilen bu atlar Ordu için çok elverişliydi Özel olarak bu atlara ÇUKUROVA KOLUKISASI denirdi. Sonra İskan olayı olunca bu atlar yetiştirilmez oldu. Memeleket menfaatına değil, işin kolayına kaçılarak dışarıdan at ithalatı yapıldı. Bilinir ki İngiliz atları kalp ve kaltaban, Arap atları ise süz ve ziynet hayvanı olarak kullanılırdı. Türkmen atlarının özelliklerini de Ord. Prof. Besim Atalay'ın Maraş tarihi ve Coğrafyası...nda görebilirsiniz.

    YanıtlaSil